Parkinson

Parkinson hastalığı yavaş ilerleyen nörodejeneratif bir hastalıktır. Başlangıcı hareket sistemi aksaklığı belirtileri ile karakterizedir. Mimiklerin azalması, konuşmanın monotonlaşması ve bozulması, gövdenin hafif öne eğik pozisyon alması, hareketlerde yavaşlama, titreme, kollarda ağrı ile birlikte hareket kısıtlılığı gibi belirtiler gösterir. Hastalığın sinsi seyri başlangıçta sıklıkla normal yaşlanma süreci, depresyon ya da eklem hastalıkları ile ilişkilendirilmesine neden olur. Belirtilerin ortaya çıkmasından 4 ile 6 yıl öncesinde Parkinson hastaları yanlışlıkla, depresyon, omuz, boyun ve kol ağrıları nedeniyle yanlış tanı almaktadır. Hastalığın en sık karşılaşılan başlangıç belirtisi, istirahat esnasında tek el ve parmaklarda titreme ve aynı tarafta yürüyüşe eşlik eden kol salınımının olmamasıdır. Titreme nadiren ayakta, çenede ve dilde başlayabilir. Titreme olmaksızın hareketlerde yavaşlama da başlangıç belirtisi olabilir. Yürüyüşe eşlik eden kol salınımı hareketinin azalması, etkilenen elde beceri azalması, yazının küçülmesi, mimiklerin fakirleşmesi, yürürken bir bacakta tutukluk ve ayakta sürüme ilk belirtiler arasında yer alır. Hastalık süreci içinde ilk ortaya çıkan belirtiler, genellikle aynı taraftaki diğer ekstremitelere de yayılır ve hastalık ilerledikçe diğer ekstremitelerde de ortaya çıkar. Üst ekstremitelerde başlayan olgularda hastalığın yayılımı el, kol, ayak, bacak, yüz, konuşma ve yutma sırasını izlediği görülür. Belirtilerin alt ekstremitelerde başladığı durumlarda ise ayak, bacak, kol, el, yüz, ses ve yutma bozukluğu şeklinde bir etkilenme sırası bulunur. Parkinson hastalığının evrelerine göre belirtileri ise şöyledir:

1. Evre: Belirti ve bulgular tek taraflı ve hafif derecededir. Özürlülüğe yol açmaz. Sıklıkla bir ekstremitede titreme bulunur. Mimik, duruş ve yürüyüşteki bozulmaları ancak hastanın yakınları fark eder.

2. Evre: Belirtiler bu evrede her iki tarafta da görülür. Çok az bir özürlülük hâli bulunur. Duruş ve yürüyüş etkilenmiştir. 

3. Evre: Gövde hareketlerinde belirgin yavaşlama, denge bozukluğu ve düşme görülür. Orta derecede yaygın işlev bozuklukları gözlenir.

4. Evre: Belirtiler bu evrede şiddetlidir. Hasta zor da olsa yürüyebilir. Hareketlerde yavaşlama ve katılık mevcuttur. Titreme önceki evrelere göre daha az olabilir. Bu hasta grubu yardımsız tek başlarına yaşamazlar.

5. Evre: Hasta yatağa ve tekerlekli sandalyeye bağımlı ve sürekli bakıma ihtiyaç duyar.

Beyinde yaşanan hücre kaybıyla oluşan pek çok hastalıktan biri olan Parkinson, bu hastalıklar arasında tedaviye en iyi yanıt veren türdür. Ancak hastalık yavaş seyrederek ilerlediği için hastanın sürekli olarak hekim takibinde olması gerekir. Parkinson yaşam kalitesini zamanla düşüren bir hastalık olduğu için aile bireylerinin bilinçlenerek hastaya gerekli desteği vermeleri, tedavinin doğru uygulanmasını sağlamaları gerekir. Hastalığın belirtileri ortaya çıkar çıkmaz nöroloji uzmanına başvurmak tedavi açısından da son derece önemlidir. Erken dönem tedavi, hastalığın ilerleyişini yavaşlatırken hastanın hayat kalitesini de artırır. Hastalığın evrelerine göre uzman hekim tarafından pek çok farklı tedavi yöntemi uygulanabilir. Öncelikle hastanın bağımlılık olmaksızın kendi hayatına devam edebilmesi hedeflenir. Dopamin üreten hücrelerin kaybı ile gelişen dopaminerjik sinir sinyallerindeki azalmanın ilaç ile dengelenmesi sağlanır. Hastalığın ilerleyen yıllarında ilaçlara başlangıçta verilen iyi yanıt azalabilir ve ilaçlara bağlı istemsiz hareketlerin ortaya çıktığı bazen de ilacın etkisinin erken bitmesine bağlı kapanma dönemlerinin olduğu motor komplikasyonlar başlayabilir. İşte bu motor komplikasyonların olduğu dönemde, ilaçların yan etkileri nedeniyle etkinliğinin yetmediği zaman, cerrahi tedavi gündeme gelebilir. Halk arasında beyin pili olarak bilinen Derin Beyin Stimülasyonu, demansı olmayan, ilaç yanıtı olan ancak motor komplikasyonlar nedeniyle yeterli tedavi verilemeyen hastalarda dikkatli bir ön değerlendirme ile bir tedavi alternatifi olabilir. Hastanın ilk olarak Beyin MRI çekilir. Hastanın bulgularına göre belirlenmiş olan beyin pilinin koyulacağı hedef MR üzerinde belirlenir. Ameliyat sabahı lokal anestezi ile hastanın kafasına çerçeve yerleştirilip, hastanın beyin tomografisi çekilir. Beyin tomografisi ile MR görüntüsü birleştirilerek hedefin koordinatları düzenlenir. Ardından hasta ameliyathaneye alınır ve 2 aşamalı olan bu operasyonun ilk aşaması başlar. Hasta uyutulmadan, lokal anestezi altında, belirlenen koordinatlara göre uzun çubuklar (elektrot) hedefe yönlendirilir. Bu aşamada hasta ile konuşularak ilerlenir. 

Beyindeki hücrelerin sesleri mikroelektrod kayıt ile takip edilerek hedefin doğruluğu teyit edilir. Hastanın bulgularında düzelme görüldüğü alana kalıcı olarak 2 tane elektronik çubuk (elektrot) yerleştirilir. Ardından hastanın kafasındaki çerçeve çıkarılır. Hasta tamamen uyutulur ve ameliyatın 2. aşamasına geçilir. Yerleştirilmiş olan elektronik çubuklar cilt altından köprücük kemiğinin altına yerleştirilen pil ile uzatma kablosu yardımı ile birleştirilir. Son yıllarda gelişen teknoloji sayesinde şarj edilebilen ve 20- 25 yıla kadar ömrü olan piller klinik uygulamaya girmiş olup, hastalarımızın tamamına yakınında dışarıdan şarj edilebilen pilleri uygulamaktayız.

Doğru teşhis ile seçilmiş vakalarda deneyimli bir ekip tarafından yapıldığında başarı şansı yükselmektedir. Ayrıca Parkinson hastalarının ilaç tedavilerine ek olarak uygulayacağı beden egzersizleri de ileri derecede yarar sağlar. Egzersizlerin kişinin kendisini daha iyi hissetmesinin yanı sıra kas sertliği ve hareket yavaşlığı üzerinde olumlu etkisi bulunduğundan hastanın ihtiyaçları ve hareket kabiliyetleri doğrultusunda egzersiz yapması önerilir. Özellikle erken evrelerdeki Parkinson hastaları, henüz hareketleri kısıtlanmadığı için, rahatlıkla egzersiz yapabilirler. Bu hareketler kişilerin hareketliliklerinin artmasına, daha aktif bir yaşam için cesaretlendirmesine ve hareket yapmanın giderek kolaylaşmasını sağlar. Beyinde dopamin iletisini artıran egzersiz hareketleri bilişsel işlevleri ve hareket kabiliyetlerini artmasına da yardımcıdır. Fizyoterapist tarafından hastalığın evresine ve kişinin durumuna göre düzenlenen hareketler yorgunluk yaratmayacak aksine zindelik kazandıracak niteliktedir. Bu egzersizler yürüyüş, düğme ilikleyip açma, mimik hareketleri, yataktan kalkma ve yatma, giyinme, konuşma bozukluğunun düzeltilmesine yönelik ses, nefes, çene dudak ve egzersizleri gibi pek çok hareketten oluşur.